top of page
Direnc Ak, Esq.

E-2 Vizesi Yatırım Miktarı Ne Kadar Olmalı?


E2 vizesi nedir

Vizelerle ilgili yapılan bazı kanuni düzenlemelerin temeli, Amerika Birleşik Devletleri’nin diğer ülkelerle arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla imzaladığı ikili anlaşmalara dayanır. E vizesiyle ilgili yapılan kanuni düzenlemelerin kaynağında da yine benzer hedeflerle imzalanmış ikili ticaret anlaşmaları vardır. Bu vize türü, söz konusu anlaşmalara taraf ülkelerin vatandaşlarına geçici süreliğine ABD’de yaşama ve çalışma imkânı sağlar. E vizesi, girişimci ruhuna sahip, ticari risk almayı seven yabancı uyruklu şahısların, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki iş hayatına katılabilmeleri konusunda önemli bir rol oynamaktadır.


Göçmenlik ve Vatandaşlık Kanunu’nun 101. maddesine göre E vizesi kendi içinde üçe ayrılır. Bunlar:

  • E-1 (Ticaret anlaşmasına dayanan) Tüccar vizesi

  • E-2 (Ticaret anlaşmasına dayanan) Yatırımcı vizesi

  • E-3 Avustralya Özel İşçi vizesi

Bu makalede sadece E-2 Yatırımcı vizesi hakkında genel bilgi verilmektedir.


E-2 Vizesi Nedir?


E-2 vizesi; Amerika Birleşik Devletleri’nde sadece kâğıt üzerinde olmayan, yani dürüstlük kurallarına riayet etme yükümlülüğü altında ve gerçekten var olan (-bona fide-) ticari bir işletmeye, yabancı uyruklu şahıslar tarafından yönetilmesi ve geliştirilmesi amacıyla önemli miktarda bir yatırımın yapılmasına veya hâlihazırda bu yatırımı yapma aşamasında olmaya imkân sağlayan bir vize türüdür.


Unutulmamalıdır ki; sadece kendisinin veya ailesinin geçimini sağlamaya yetecek kadar az olan yatırımlar, “marjinal yatırım” (-marginal investment-) olarak görüldüğü için E-2 vizesi başvurularında kabul edilmemektedir.


E-2 vizeli şahıs, eğer varsa, eşi ve çocuklarını da yine E-2 vizesi alarak beraberinde ABD’ye getirebilmektedir.


E-2 Vizesinin Şartları Nelerdir?


E-2 vizesi başvurularında aranan genel şartlar şunlardır:

  1. Amerika Birleşik Devletleri ile yabancı ülke arasında karşılıklı bir ticaret anlaşması imzalanmış olmalıdır,

  2. Yatırımı yapacak gerçek kişi veya tüzel kişilik, bu ticaret anlaşmasına taraf olan yabancı ülkenin vatandaşı olmalıdır,

  3. Vize başvurusunu yapan şahıs, hâlihazırda bir yatırım yapmış veya aktif bir şekilde bu yatırımı yapma aşamasında olmalıdır,

  4. Yapılmış veya henüz yapılma aşamasında olan bu yatırım “önemli bir miktarda” olmalıdır,

  5. Söz konusu yatırım miktarı, vize başvurusunu yapan şahsın sadece yaşam masraflarını karşılamaya yetecek kadar az veya marjinal olmamalıdır,

  6. Ticari işletme, gerçekten ve aktif bir şekilde çalışıyor durumda olmalıdır,

  7. Vize başvurusunu yapan şahsın, söz konusu işletmeyi “yönetme ve geliştirme kapasitesi” olmalıdır,

  8. Vize başvurusunu yapacak şahıs, eğer daha önce E-2 vizesiyle kurulmuş bir şirkete “işçi” olarak alınacaksa; bu kişi, yönetici veya denetleyici pozisyonunda olmalı veya söz konusu ticari işletmenin ABD’deki faaliyetlerini yürütebilecek yeterli donanıma sahip olmalıdır,

  9. Vize başvurusunu yapacak şahıs, E-2 statüsü sona erdiğinde kendi ülkesine dönmeyi planladığına dair yazılı bir taahhütte bulunmalıdır.


Konsolosluğun E vizesi biriminde çalışan memurun, yatırım için kullanılacak "maddi kaynakların" (-source of funds-) tetkiki sırasında, bu kaynakların gerçekten de yasal bir yolla elde edildiği konusunda yani, kanuna aykırı bir durumun kesinlikle olmadığı ve vize başvurusunu yapan şahsın söz konusu kaynaklar üzerinde tam yetkisinin olduğu hususunda ikna edilebilmesi gerekmektedir. Örneğin, yatırım için bankada yıllar boyunca biriktirilen kişisel paranın, taşınır & taşınmaz malların satılması suretiyle elde edilen gelirin, aileden kalan mirasın veya ABD’de iş kurabilmesi için yakınları tarafından verilen maddi desteklerin hepsi, gerekli belgelerle detaylı bir şekilde kaynak gösterilerek ispat edilmelidir.


Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da ortaklaşa yapılan yatırımlardır. Eğer E-2 vizesine başvuracak şahıs, satın alacağı veya sıfırdan kuracağı işin %100 sahibi olmayacaksa, örneğin başka ülkeden bir ortakla beraber bu yatırımı yapıyorsa, söz konusu ticari yapılanmada kendisinin en az %50 hissesi olmalıdır. Çünkü, kişisel hissesi %50’nin altındaysa (Ne kadar yüklü miktarda yatırım yaparsa yapsın) E-2 vize başvurusu kabul edilmemektedir.


Ayrıca, yapılan yatırımın “risk altında olması” (-at risk-) da aranan şartlar arasındadır. Bunun anlamı; karşılaşılabilecek herhangi bir talihsiz durumda yapılan yatırımın, ticari manada kaybedilme olasılığının da olmasıdır. Yani, kişinin banka hesabında hiç hareket etmeden duran ve kesinlikle harcanma riski olmayan bir para, bu pasif haliyle kabul edilmemektedir.


Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri, “Yatırımı yaptıktan sonra E-2 vizesini alamazsam ne olur?” tarzında kaygılardır. Bu tür kaygıları, özellikle hâlihazırda çalışan bir işyerinin satın alımı sırasında imzalanacak olan anlaşmanın içindeki bazı ibarelerle ortadan kaldırmak mümkündür. Örneğin, “Kullanılacak yatırımın hepsi, E-2 vizesine başvuran kişinin şahsi banka hesabından alınarak geçici bir süreliğine Emanet Hesabında (-escrow account-) tutulacaktır. Bu süre zarfında, yatırımın tamamının ABD’deki şirket hesabına transfer edilebilmesi için E-2 vizesinin alınması şarttır.” gibi. Bu sayede; vizeye başvuran şahsın, E-2 vizesini alamaması durumunda yatırımının hepsini kaybetmesi önlenebilir. Aynı zamanda, konsoloslukta çalışan memur da vizeyi verdikten sonra karşı tarafın caymayacağı konusunda emin olabilir. Çünkü, hukuki bağlayıcılığı olan bu anlaşma sayesinde, "yapılan yatırımın geri dönüşü olunmayacak bir şekilde taahhüt edilmesi" (-irrevocably committed funds-) garanti altına alınmış olur.


image

E-2 Vizesinin Süresi Ne Kadar?


ABD Gümrük ve Sınır Güvenliği (-United States Customs and Border Protection, CBP-) biriminde çalışan memur, ülkeye girişlerde en fazla 2 senelik E-2 statüsü verme yetkisine sahipken söz konusu E-2 vizesi olduğunda, vize geçerlilik süreleri, karşılıklı yapılan ticaret anlaşmalarının hükümlerine göre ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının (-United States Department of State, DOS-) web sitesinde verilen bilgiye göre, E-2 vizelerinin geçerlilik süreleri bazı ülkeler için şöyledir:

  • Türkiye, Almanya, Güney Kore ve İtalya için 60 ay (-5 yıl-),

  • Finlandiya için 24 ay (-2 yıl-),

  • Kazakistan için 12 ay (-1 yıl-),

  • Azerbaycan için ise 3 aydır.

Unutulmamalıdır ki; E-2 vize süresi hâlâ geçerli olmasına rağmen 2 senelik E-2 statüsü bitmek üzere olan şahıs, ülke dışına çıkıp tekrar E-2 vizesiyle ABD’ye girişinde yeniden 2 senelik E-2 statüsü talep edebilir.


Bunun dışında, E-2 vize süresi (Örneğin, 5 yıl) bittikten sonra, toplam kaç kere bu vizeye başvurulabileceği konusunda da herhangi bir kısıtlama yoktur. Yani, E-2 vizesiyle kurulan iş ticari açıdan hâlâ başarılı bir şekilde devam ediyorsa, vatandaşı oldukları yabancı ülke ile ABD arasındaki ikili ticaret anlaşması da feshedilmemişse, E-2 vize süresi bittikten sonra yeniden bu vizeye başvurmak mümkündür.


US Consulate Building Image

E-2 vizesine, ABD içinden başvurmak mı daha avantajlı yoksa yurtdışındaki ABD konsoloslukları üzerinden mi?


Bu soru, yanlış sorulmuş bir sorudur. Çünkü, birbiriyle çok karıştırılan ve esasen iki farklı göçmenlik hukuku kavramı olan “vize” ve “statü” ne anlama geliyor, kısaca bahsetmek gerekir. Kural olarak bir vizeye (E-2 vizesi de dahil olmak üzere) ABD içinden başvuramazsınız. Bunun sebebi, vize verme yetkisinin sadece ve sadece yurtdışındaki ABD konsolosluklarına ait olmasıdır. ABD sınırından geçtiğiniz andan itibaren vizeyle olan işiniz biter. ABD içerisinde ise, ülkeye giriş yaptığınız vizeden kaynaklanan bir “statü” sahibisinizdir ki, bu statüyü (Giriş yaptığınız vizeden kaynaklanan çeşitli kısıtlamalar olmadığı sürece) dilerseniz daha sonra değiştirebilir veya uzatabilirsiniz.


Örneğin, ABC vizesiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne giriş yapabilir, yine bu vizenin size sağladığı ABC statüsüyle (Statü ihlaline yol açacak hal ve hareketlerde bulunmadığınız veya statü dışı kalmadığınız sürece) ülke içinde yasal olarak kalabilirsiniz. Fakat, belli bir süre sonra “Statü Değişikliği Talebi” başvurusuyla mesela, XYZ statüsüne geçebilirsiniz. Bu yeni statü, sadece ülke içindeki yasal durumunuzu belgeler ve kesinlikle bir vize yerine geçmez. Yani, XYZ vizesini hiçbir şekilde ABD içerisinden talep edemezsiniz. Ancak, ABD dışına çıkıp tekrar geri gelmek istediğinizde yeniden konsolosluğa gidip XYZ vizesi almanız gerekir.


E-2 vizesi konusuna dönecek olursak; bu vizeye, ABD konsolosluğu üzerinden başvurmak daha avantajlıdır. Çünkü, ABD içerisinde yapılan E-2 Statü Değişikliği (-Change of Status-) talebi başvurusu, Vatandaşlık ve Göçmenlik Servisi (-Citizenship and Immigration Services, USCIS-) tarafından onaylansa bile, ABD dışına çıkıldığında tekrar geri gelebilmek için konsolosluktan E-2 vizesi almanız gerekmektedir. Aşağıdaki paragraf, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının (-United States Department of State, DOS-) web sitesinden bu konuya açıklık getirmesi adına üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan alınmıştır:


“……Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylanmış vize statüsü değişikliği, başvuru sahibi Amerika Birleşik Devletleri’nde kaldığı süre zarfında geçerlidir ve vize yerine geçmez. Statü değişikliği onaylanmış kişinin, Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrıldığında, iş amaçlı geri dönmek için bir E-1/E-2 vizesine ihtiyacı olacaktır. Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylanmış vize statüsü değişikliği, E-1/E-2 vizesinin onaylanacağı garantisini vermediği gibi, başvuru sahibine herhangi bir ayrıcalık da tanımaz. Vize statüsü değişikliğine sahip olan kişiler de yukarda belirtilen bütün gereklilikleri aynı şekilde yerine getirmelidir……”


Kısacası, ABD içinde USCIS’den aldığınız onaylı E-2 statüsü belgelerinizin, yurtdışında konsolosluğa gittiğinizde orada çalışan memur üzerinde herhangi bir hukuki bağlayıcılığı olmadığı gibi bu durum, E-2 vizesi başvurunuzun da kesinlikle onaylanacağı anlamına gelmemektedir.


E-2 Vizesi Yatırım Miktarı

E-2 Vizesi Yatırım Miktarı Ne Kadar Olmalı?


E-2 vizesine başvuracak şahsın, toplam ne kadar yatırım yapması gerektiği sorusuna Göçmenlik ve Vatandaşlık Kanunu tarafından verilmiş net bir cevap yoktur ya da herhangi bir rakamdan bahsedilmemektedir. Bu soruya cevap teşkil edebilecek yegâne bilgi: “Yapılmış veya henüz yapılma aşamasında olan yatırım ‘önemli bir miktarda’ olmalıdır.” ifadesidir. Peki, bu ifade tam olarak ne anlama gelmektedir?


Yatırım miktarı konusuna devam etmeden önce şunu hemen belirtmek gerekir ki; “…muhakkak en az 100.000 dolar yatırım yapmak gerekiyor.” tarzında yaklaşımlar doğru değildir. Bu şekilde yazılı bir kural ya da resmi bir görüş yoktur. Söz konusu meblağ; konsoloslukta çalışan memurlara yardımcı olması, E-2 vize başvurularını incelerken onlara sadece bir yol göstermesi amacıyla Dışişleri Kılavuzu’nda (-The Foreign Affairs Manual, FAM-) kullanılan bir örnekten ibarettir. Zira uygulamada görülmektedir ki, bu meblağdan daha fazla yatırım yapmasına rağmen vize başvuruları onaylanmayanlar olduğu gibi, bu rakamın altında bir yatırımla başvurup vize onayı alanlar da vardır. Bunun sebebi, vize başvurularında yatırım miktarının hiçbir zaman tek başına ele alınmamasıdır. Konsolosluğun E vizesi biriminde çalışan memurlar - oldukça geniş takdir yetkisine sahip olmakla beraber - yapılan yatırım miktarının dışında diğer faktörleri de incelerler.


Önemli miktarda yatırım” nedir sorusuna dönecek olursak, bu konuyla ilgili olarak Vatandaşlık ve Göçmenlik Servisi (-Citizenship and Immigration Services, USCIS-), Federal Düzenlemeler Kanunu (-Code of Federal Regulations, CFR-) ve Dışişleri Kılavuzu (-The Foreign Affairs Manual, FAM-) kendi web sitelerinde birbirlerine benzer tanımlar vermektedirler. Bu kaynaklara göre “önemli miktarda yatırım”;


  1. Hâlihazırda kurulmuş ve çalışan bir işyerini satın almanın maliyeti veya sıfırdan yeni bir iş kurmanın maliyetiyle karşılaştırıldığında, bunlara kıyasla yüksek oranda yapılan yatırımdır,

  2. Vize başvurusunu yapan şahsın verdiği mali taahhütler, o işyerinin başarıyla işletilmesini garanti altına almaya yetecek miktarda olan yatırımdır,

  3. Vize başvurusunu yapan şahsın kurulan işi ileride başarılı bir şekilde yöneteceği ve büyütebileceğine dair olasılığı destekleyecek büyüklükte olan yatırımdır.


Burada birinci maddede atfedilen kavram, “orantılılık testi” olarak da geçer. Buna göre; sıfırdan bir iş kurmanın veya hâlihazırda bir işyerini satın almanın maliyeti ne kadar az ise, yapılacak olan yatırımın oranı o kadar fazla olmalıdır. Eğer toplam maliyet yüksek ise, o zaman daha az miktarda bir yatırım oranı kabul edilebilinir. Örneğin, bir araba fabrikası açmanın maliyeti ile kuru temizlemeci açmanın maliyetleri karşısında yapılacak olan yatırım oranlarının birbirleriyle aynı olması beklenemez. Yüksek maliyetinden dolayı bir araba fabrikası açmak için yapılan %30’luk bir yatırım, “önemli miktarda yatırım” olarak kabul edilirken, bir kuru temizlemeci açmak için yapılacak yatırım miktarının, (maliyeti çok daha az olduğu için) %80 ve üstünde olması istenebilir. Bunun dışında, yapılacak yatırım oranının bir iş için tüm Amerika genelinde de aynı olması beklenemez. Zira, California eyaletinin Los Angeles şehrinde açılacak bir pizzacının maliyeti, Kansas eyaletinin Wichita şehrinde açılacak bir pizzacının maliyetiyle aynı olamaz. Hâliyle, bu maliyetler karşısında yapılacak yatırım oranlarının da birbirleriyle aynı olması beklenemez.


Bugün hâlâ Dışişleri Kılavuz’unda (-The Foreign Affairs Manual, FAM) yer alan ve “önemli miktarda yatırım” yapılıp yapılmadığı konusu incelenirken kullanılması istenen “orantılılık testi” ile ilgili örnek kısaca şöyledir: “……Örneğin, kuruluş maliyeti 100 bin dolar olan bir iş için, bu tutarın %100’ünü yatırmak önemli bir miktar ise, … 100 milyon dolar maliyeti olan bir iş için, 10 milyon dolar yatırmak da - bu tutarın tek başına büyüklüğünden ötürü - önemli bir miktar sayılır.” İşte sırf burada geçen "100.000 dolar" örneğinden dolayı çoğu insan, bu rakamın altında bir yatırımla yapılacak vize başvurularının kesinlikle kabul görmeyeceğini düşünmektedir.


Eski Dışişleri Kılavuz’unda (-The Foreign Affairs Manual, FAM-) yer alan ve “orantılılık testi” ile ilgili kaba bir fikir vermesi açısından bugün hâlâ faydalı olabilecek örnekler (Her ne kadar daha sonra bu kılavuzdan kaldırılmış olsalar da) şöyleydi:


  • 50.000 dolar tutarında iş için %90 ile %100 arasında bir yatırım

  • 100.000 dolar tutarında iş için %75 ile %100 arasında bir yatırım

  • 500.000 dolar tutarında bir iş için %60 ve üstünde bir yatırım

  • 1 milyon dolar tutarında bir iş için %50 ile %60 arasında bir yatırım

  • 10 milyon dolar tutarında bir iş için 3 milyon dolar yatırım

  • 100 milyon dolar tutarında bir iş için 10 milyon dolar yatırım


Ne yazık ki; kanunen herhangi bir asgari yatırım miktarı olmasa da bazı konsolosluk yetkililerinin, 100.000 doların altında yapılan tüm yatırımları oldukça derinlemesine incelediği, çok daha fazla belge talep ettiği, detaylı şekilde hazırlanan iş planlarını gerçeğe yakın bulmadığı ve bu şekilde yapılan yatırımları “marjinal” bularak vize onayı vermediği görülmektedir. Ama buna rağmen, 100.000 doların altında bir yatırımla da E-2 vizesi alabilmek, güç olsa da imkânsız değildir.


E-2 Vizesinin Süresi Ne Kadar

E-2 Vizesiyle Yeşil Kart Alınır mı?


E-2 vizesi “Göçmen Olmayan Vizeler” kategorisinde yer alır ve belli bir sürenin sonunda yeşil kart almaya hak kazandırmaz. E-2 vizesi başvurularında aranan şartlar arasında, “…Vize başvurusunu yapacak şahıs, E-2 statüsü sona erdiğinde kendi ülkesine dönmeyi planladığına dair yazılı bir taahhütte bulunmalıdır.” şeklinde bir ifade yer almaktadır. Bu şu anlama gelir: Konsolosluğun E vizesi biriminde çalışan memurlar, mülakat sırasında vize başvurusunu yapan şahsın göçmenlik niyetinin olduğuna kanaat getirirlerse E-2 vizesi başvurusunu reddederler.


Bununla beraber, “Göçmen Olmayan Vizeler” kategorisinde herhangi bir vizeye başvurulduğunda aranan “…kendi ülkesindeki daimî ikametgâhını terk etmeme niyetinin olduğunu ispat etmesi” veya “…belli bir süreliğine, geçici olarak ABD’ye gitme niyeti olduğunu ispat etmesi” gibi unsurlar, E-2 vizesi başvurularında aranmamaktadır. Bunun yerine, E vizesinin veya E statüsünün zamanı dolduğunda (Ya da E vizesi veya E statüsü sonlandırıldığında) kendi ülkesine dönmesi gerektiğini anladığına ve bu kurala uyacağına dair imzalı bir yazı ibraz edilmesi yeterlidir.


Unutulmamalıdır ki; ABD içeresinde E-2 statüsündeyken yani, herhangi bir göçmenlik niyetinin olmadığı iddia edilirken aynı anda (başka yollarla) yeşil karta başvurulması ve bunun akabinde oluşacak “niyet çatışması”, bilhassa E-2 statüsünün yenilenme zamanı geldiğinde işleri zora sokabilir.


E-2 vize başvurusunu yapacak kişinin, yatırım yapılacak sektörde hiç iş tecrübesinin olmaması vize reddine yol açar mı? E-2 vizesi başvurusunda kullanılacak olan maddi yatırımın kaynağı illa yurtdışından mı gelmeli, yoksa ABD kaynaklı bir yatırım da kabul görür mü? Vatandaşı olmadığınız bir ülkede bulunan ABD konsolosluğuna, E-2 vizesi için başvuru yapabilir misiniz? DS-156E ve I-129 Formlarında dikkat edilmesi gereken kritik noktalar nelerdir? Birden fazla ortakla E-2 vizesine başvurulması, reddedilme olasılığını arttırır mı? Eğer ortaklardan biri daha sonra yeşil kart sahibi olursa (örneğin, evlilik yoluyla), bu diğer E-2 statüsünde olan ortağın göçmenlik durumunu etkiler mi? E-2 vizeli şahsın, ileride yeşil kart alması veya ABD vatandaşı olması, onunla aynı ülkeden gelmiş ve onun altında E-2 vizesiyle çalışan işçinin göçmenlik statüsünü etkiler mi? E-2 statüsünde işçi olarak çalışan birinin, bu işini bırakıp daha önce yine E-2 vizesiyle kurulmuş olan başka bir işyerinde çalışmaya başlamasında herhangi bir sakınca var mıdır? L-1 vizesine kıyasla, E-2 vizesine başvurmanın avantajları nelerdir? E-2 vizesiyle kurulan iş, yıl sonunda kâr yapmazsa ne olur? E-2 vizesinin süresi bitmesine rağmen, statü süresi hâlâ geçerli olan şahıs, yasal olarak çalışmaya devam edebilir mi? E-2 statüsü uzatma talebi yapıldığında pasaportunuzun süresinin bitmiş olması ya da bitmesine 6 aydan az bir süre kalması, statü uzatma başvurunuzu etkiler mi? E-2 vizeli şahsın çocuğu 21 yaşını geçerse, o çocuğun yasal statüsü ne olur? Eğitimini tamamladıktan sonra F-1 OPT’ye geçiş yapan şahıs, yasal staj süresi zarfında kendi işini kurup kendi kendine E-2 vizesi alabilir mi? E-2 vizesi başvurusunda kullanılacak sermayenin bir kısmı, “Angel investor” (işletmeye ilk aşamalarında yatırım yaparak büyümesini sağlayan girişimci) tarafından karşılanabilir mi? ABD ile ayrı ticaret anlaşmaları olan iki farklı ülkenin vatandaşı bir araya gelip %50 ortaklıkla bir iş kurmak istediğinde, kurulacak olan şirketin E-2 statüsü hangi ülkenin vatandaşlığına göre tayin edilir? Franchise yatırımı yoluyla E-2 vizesi alan biri, daha sonra işini büyütmek istediğinde yine aynı franchise ile mi yola devam etmeli yoksa başka iş alanlarına da geçebilir mi? Kurulan şirketin ticari yapılanmasında sonradan meydana gelebilecek hangi “önemli değişiklikler” (-substantive changes-) yeniden E-2 vizesine başvurmayı ya da E-2 statüsünün tadili yoluna gidilmesini zaruri kılar?

Amerika Birleşik Devletleri’nde baroya bağlı ve lisanslı olarak çalışan bir avukattan durumunuzla ilgili profesyonel danışmanlık almak isterseniz, ofisimizle irtibata geçebilirsiniz.



 


Legal Disclaimer: (Zorunlu Yasal Uyarı)


This blog has been created by the Law Office of Direnc Ak, Esq. Any information contained herein is for general informational purposes only and should not be construed as legal advice on any subject matter. Visiting the website and/or viewing blog posts, commenting on them, or contacting the Law Office of Direnc Ak, Esq. through the website, by e-mail or other means does NOT create an attorney-client relationship. No reader of this blog should act, or refrain from acting, on the basis of any information included in, or accessible through, this blog without seeking the appropriate legal or other professional advice on the particular facts and circumstances at issue from a lawyer licensed in the recipient’s state, country or other appropriate licensing jurisdiction. Before forming an attorney-client relationship, it is necessary that the Law Office of Direnc Ak, Esq. determines whether any conflicts of interest exist and expressly agrees to the specific terms and conditions of the engagement. As such, you should not use this website to provide any confidential information about your legal matter. The Law Office of Direnc Ak, Esq. disclaims all liability in connection with actions taken, or not taken, based on any or all the contents or information accessible through this site. By the time you finish reading this blog, the information you viewed might be incomplete, wrong, or out of date. The Law Office of Direnc Ak, Esq. makes no claims, promises, or guarantees about the accuracy, completeness, or adequacy of the contents of this site, and expressly disclaims liability for errors and omissions in the contents of this blog.


This blog may constitute attorney advertising. Prior results do not guarantee a similar outcome.


The Law Office of Direnc Ak, Esq. may provide links to third party websites. These links are provided only as a convenience. Linked websites are not reviewed, controlled, or examined by the Law Office of Direnc Ak, Esq. Therefore, The Law Office of Direnc Ak, Esq. is not responsible for the information, advertising, products, resources, or other materials, of any linked site or any link contained in a linked site. The inclusion of any link does not imply endorsement by the Law Office of Direnc Ak, Esq. In addition, please be aware that your use of any linked site is subject to the terms and conditions applicable to that site.

Except as expressly and unambiguously provided herein, the Law Office of Direnc Ak, Esq. does not grant you any express or implied rights to the information or content provided on this website under any copyrights, trademarks, or other intellectual or industrial property rights. All content is subject to copyrights and may not be reproduced or redistributed in any form without express written consent of the author.



565 views
bottom of page